Ben Mustafa. 17 Mayıs 1986’da Yozgat’ta doğdum ama hikayem aslında biraz daha karmaşık ve çok kültürlü. Annem Almanya’da, babam İstanbul’da eğitimlerini tamamladıktan sonra evlenmişler. Bir yıl Kapadokya’da yaşadıktan sonra, rotamızı Antalya’nın güneşli Alanya’sına çevirdik ve çocukluğum Akdeniz’in kıyısında geçti.

Annemin yabancı dil bilgisi ve mütercim tercüman olması sayesinde, Alanya’da turizmle iç içe bir hayatımız oldu. Bu durum, ailemizin Avrupa’dan birçok müşterisi ve dostu olmasını sağladı. Henüz 9 yaşındayken, yazlarımı Almanya’da geçirmeye başladım. İşte o geziler, o müzeler, tarihi sokaklar ve yapıtlar, sanata ve tasarıma olan ilgimi katlayarak artırdı. İstanbul’da üniversite okumak, o zamanlardan beri içimde bir hayaldi ve ne mutlu ki nasip oldu.

Hezarfen Olmak: GTES ve Mücevher Serüvenim

Üniversiteye adım attığımda, işlerin zorlaştığı ama bir o kadar da zenginleştiği bir dünyaya girdim. Geleneksel Türk Sanatları (GTES) bölümü, gerçekten çok kapsamlı ve derin bir alan. Adeta bir “hezarfen” yani çok yönlü bir usta yetiştirmek üzere tasarlanmış. Her bölümden kısa, teknik bilgiler alıp bunları deneysel sonuçlara ulaştırmayı denemek, benim için inanılmaz ufuk açıcıydı.

Tasarımcı olmaya karar verdim ve bu yolculuk mücevherle başladı. ARMAGGAN markasıyla attığım ilk adımlar, benim için harika bir başlangıç oldu. Kıymetli madenlerin inceliklerini, hassas üretim süreçlerini öğrendim. Formsal vizyonumu çalıştığım şirkette geliştirirken, bölümümden edindiğim bezeme bilgisini de işime kattım. “Dışta sadelik, içte ihtişam” mottosunu mücevher tasarımlarımda çok güzel birleştirdiğimi düşünüyorum ve bu süreçte bölümümün ne kadar büyük faydasını gördüğümü anladım.

Dijital Dünyanın Kapıları: 3 Boyutlu Üretim ve Gelecek Vizyonum

Çalıştığım sektörde 3 boyutlu yazıcılarla tanışmam ve modelleme programlarını öğrenmem, tasarım anlayışımda bir devrim yarattı. Çünkü istediğim formu hayata geçirmek için uzun eskiz aşamalarından sonra 3 boyutlu yazıcılar bize inanılmaz bir hız sağlıyor. GTES mezunları olarak, sanat ve tasarım üretiminde zaman ve malzeme çok önemli noktalar. Bu teknolojiler, hafiflik, kırılmazlık ve renklendirme gibi avantajlar sunarak bize büyük kolaylıklar sağlıyor.

Ülkemizde çok yetenekli insanlar var, sanat ve tasarım adına gerçekten çok iyi ürünler ortaya çıkıyor. Ancak bunların bir şekilde halkla buluşması, daha geniş kitlelere ulaşması gerektiğine inanıyorum. Yaptığımız işler ve tasarımlar genelde A plus segmentindeki müşterilere hitap ediyor, bu yüzden kimlerle ve hangi kurumlarla iletişime geçmemiz gerektiğini bilmek kritik. Çok kısa bir internet araştırmasıyla mail yoluyla şansınızı deneyebilirsiniz. Kişisel internet sayfaları ve uluslararası sanat ve tasarım bienalleri, başlangıç için gerçekten yeterli olacaktır. Benim de hedefim, bu güzel eserleri daha fazla kişiye ulaştırmak ve Türk tasarımını uluslararası arenada temsil etmek.